Yasaminin sevgiyle dolu olmasini istemeyen bir tek insan cikacagini
sanmam. O halde bunu gerceklestirmek icin ilk cabayi bizim gostermemiz
gerekir. Arzu ettigimiz sevgiyi bize baskalarinin saglamasini
beklemektense, kendimiz bir sevgi kaynagi olmaliyiz. Baskalarina ornek olmak
istiyorsak, once biz kendi icimizdeki sevgi ve sevkati harekete gecirmek
zorundayiz. Derler ki: "Iki nokta arasindaki en kisa mesafe
niyettir." Sevgi dolu bir yasama kavusmak icin bu deyis son derece
dogrudur. Sevgi dolu bir yasamin baslangic noktasi, ya da temeli once bir sevgi kaynagi olma arzusu ve
kararliligidir. Takindigimiz tavir, yaptigimiz secimler ve iyiliklere, once sevgi elini
uzatma istekliligi bizi bu hedefe tasiyacaktir. Eger bir daha kendi yasaminizdaki veya,dunyadaki sevgi eksikligi sizi uzecek
olursa, soyle bir deney yapin. Birkac dakikaligina dunyayi ve baska insanlari aklinizdan cikarin ve sadece kendi yureginize
bakin. Daha buyuk bir sevgi kaynagi haline gelebilir misiniz? Kendinize ve baskalarina yonelik sevgi dolu dusunceler uretebilir
misiniz? Sonra bu sevgi dolu dusunceleri dis dunyaniza acabilir, hatta sizce bu sevgiyi hak etmeyenlere bile iletebilir
misiniz? Yureginizi daha buyuk bir sevgi barindiracak kadar acarsaniz ve onceliginiz sevgi toplamak degil de, kendinizi sevgi kaynagi yapmak
olursa, arzu ettiginiz sevgiyi alma yolunda buyuk bir adim atmis olursunuz.
Ayrica, gercekten cok onemli bir sey fark edeceksiniz: Ne kadar cok sevgi
gosterirseniz, o kadar cok sevgi gorursunuz. Sevecen bir insan olmak sizin
elinizdeyken, sevilen bir insan olmak sizin kontrolunuzde degildir. O
halde, sevgi gostermeye agirlik verirseniz, yasaminizin fazlasiyla sevgi doldugunu
goreceksiniz. Cok gecmeden de dunyanin en buyuk sirlarindan birini
kesfedersiniz: Sevginin odulu kendisidir.
|