|
Bize sevmesini öğretmediler
sevgili, bize hep
sevgiyi saklamasını öğrettiler. Hep bekletmeyi...hep ertelemeyi...bu yüzden biz
kiminle birlikteysek bir diğerini ama hep uzakta olanı özledik, hiç dinmedi
doyumsuzluğumuz, biz hep uzaktakini sevdik sevgili...yanımızdakini değil,
odamızın duvarının arkasındakini değil, birşeyler paylaştığımızı
değil, uzaklardakini, ulaşamadığımız kadar uzaklardakini sevdik...Yanımızdakileri kırıp
geçirdik, incitip üzdük de, hep
ulaşamadıklarımıza sakladık söyleyemediğimiz o güzel sözleri... Özlediğimiz
sevgiden delice korktuk biz sevgili. Sevmek bizim için sınırlarımızdan hiç
çıkmamaktı. Kendi sınırlarımızda sevmek hep kapana kısılmaktı. Bu korku
yüzünden hep karşımızdaki insanların sevgisini eksik bulduk,
küçümsedik onların sevgisini, yeni heyecanlar arama isteği vardı. Bir kişide takılı kalmak ne kadar
basit diyorduk. Gözümüz hep uçan kuşlardaydı. Yüksek dağların en tepesinden
bakıyorduk insanlara biz. Sorun bizdeydi sevgili. Sevgiye inançsız olan
bizdik...Bir insan bizi sevmeye başladığında, yenildiğinde sevgimize;
ondan uzaklaşır, nasıl da tiksinirdik sevgilerinden biz. Ama bizden biraz
uzaklaşmaya görsünler onları yana yakıla nasıl da arardık. Çünkü biz sevilmeye
alışmıştık, hatırlasana nasıl da ihtiyaç duyardık seslerine,
kokularına.
Kaybolmuştuk dağıttığımız sevgilerde. Kim bizi seviyordu, biz kimi
seviyorduk.
Sınırlar erir, karışırdı herşey. Öksüz sahipsiz bir sevgimiz vardı ama onu
kime vereceğimizi şaşırdık. İnanırlardı bize,inanırlardı o öksüz,
sahipsiz,
başıboş sevgimize. Çünkü çevremizdeki herkes o kadar hasretti ki
sevgiye...Çünkü onlar da bizim gibi sınırlar içinde büyümüşlerdi.
açılamıyorlardı,kendilerini tanıyamadan çıkamazlardı, sınırdan izinsiz çıkış
yoktu bize,sevgiye geçit yoktu.Kaç zamandır kendimizi kandırdık sevgili. Kimi
sevenler şarkılarda yaşatır sevdiğini,kimi eski cüzdanındaki eski, soluk bir
resimde, kimi ise hayallerle süslediği sınırlı dünyasında anlatacak çok
şeyleri yoktur.Çok olan sadece çektikleri acılardır sınırlı dünyalarında.Bunu
bilirler sevgili,ama kıramazlar zincirleri. Aşkı,sevmeyi,sevilmeyi
kendimizi adamayı o kadar çok özlemişken,aynı zamanda ikiyüzlülükte içimize
işlemişti.Kendimden biliyorum,gözümüzde hayatımızın zerre kadar önemi
yoktu.Gerektiğinde hayatımızı hiçe sayacak kadar kahraman ama bir o kadar da
yalancı ve riyakardık sevgili. Patlayıcı bir madde gibi taşırdık
sevgileri.Kaygı dolu,ürküntü dolu bir sır gibi taşırdık sevgileri.Okuduğumuz
yoksulluk romanlarında,gözyaşlarıyla seyrettiğimiz filmlerde anlatılan
kahramanların hayatlarından daha berbattı hayatımız aslında.Ama kendimize
duymadığımız şefkati onlara duyardık...Birbirimize ne kadar ne kadar
üzüldüğümüzü gösteremediğimizden,birbirimizin derdine yeterince eğilemediğimiz
için bu filmlerdeki kahramanların hayatlarına ağlardık doyasıya.... Aslında
birbirimizi çok sevmek istiyorduk,ama nedense çok utanıyorduk bundan ve hep
erteliyorduk.Yürürken sokakta karanlıklar eşlik ederdi yalnızlığımıza.Sokağın
sonunda o gökyüzünün yalancılığı bizi de vururdu kaybolan o sahipsiz
aşklarıda... Biliyormusun bugüne kadar hep seviyormuşum gibi yaptım
ben.Aslında onları tanımıyordum ben,ama yinede ihtiyacım vardı sevgilerine
.Bağışlasınlar beni ve unutmasınlar,onlar adına onlardan daha çok acı çektim
ben... Bir tek seni tanıyorum aslında ben...Bir tek seni... Dinliyorum
anlat hadi...Demek sonsuza dek kaçıyormuş insan kendisinden...
|